Merhaba.
Bundan böyle bu köşede haftanın önemli gelişmelerini kalemim el verdikçe gündeme getirmeye çalışacağım.
Bu hafta sütü yazmak istedim.
Her ne kadar son günlerde zirai don felaketi konuşulsa da gündemden hiç düşmüyor çiğ süt fiyatları.
Ulusal süt konseyi referans fiyatı 17,15 tl olarak belirledi yağ ve protein değerleri 3,6-3,2 olmak kaydıyla… Ve her 0,1 dizyemlik değişim 25 kuruş olarak alacağınız fiyata yansıyacaktı.
Açıklanan referans fiyat 1 ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli.
Bir de süt üreticisine sormak lazım maliyetleri ne kadar diye.
Asıl sorun da bana sorarsanız burada başlıyor.
Ulusal süt konseyi farklı, Tüsedad farklı, Süt üreticileri merkez birliği farklı maliyet açıkladı.
USK Mart ayı maliyetini 15,29, TÜSEDAD ise 20 liranın üzerinde belirledi, kafalar bir kez daha karıştı.
Üretici hangi rakamı referans alacaktı?
Aslında en doğrusu süt üreticisinin kendi maliyetleriydi ve baktığımızda TÜSEDAD’dan farklı düşünmüyor üreten de.
Bir çuval yem bugün kalitesine göre değişmekle birlikte 750 liradan başlıyor, 900 liraya kadar çıkıyor. Sadece hazır yem ile sınırlı değil ki süt üretimi, bunun mısırı var silajı var, yoncası var, elektrik gideri var, işçi maliyeti var, veteriner hekim giderleri var… var da var say say bitmiyor.
E haklı tabi üretici onlar da emeğinin karşılığını almak istiyor. Peki alabiliyor mu, bana sorarsanız alamıyor. Bunu kesilen inekler, kapısına kilit vurulan çiftlikler ve süt üretiminden vazgeçen üreticiler çok net destekliyor.
Son olarak Ardahanlı üreticiler ses yükseltti: “Mandıralar adeta ağız birliği yapmışlar sütümüzü 14 liradan alıyorlar ve 3 ay sonra ödeme yapıyorlar.” dedi. Üretici birliklerini görevini yapmaya çağırdı.
Konya’da, Aksaray’da, Yozgat’ta, Uşak’ta, İzmir’de, Bursa’da… Doğudan batıya süt üretiminin olduğu her yerde durum böyle.
Bir bardak çayın 30 TL olduğu bir yerde bir litre sütü 15 liraya satmak durumunda kalıyor üretici.
Daha ne kadar dayanır bilemem ama şunu çok iyi biliyorum ki mezbahalar kesilen ineklerle dolu, buzağı sayımız her yıl azalıyor ve bizler et ihtiyacını karşılamak için her yıl binlerce hayvan ithal etmek durumunda kalıyoruz.
Üretici düşük fiyata satttığı için şikayet ederken tüketen de süt ve süt ürünlerini pahalıya aldığı için şikayet ediyor.
Bir litre süt marketlerde 40 liradan başlıyor, 65 liraya kadar çıkıyor.
İyi bir beyaz peynir yemek isterseniz 600 lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor.
Bir de çiğ süt prim destekleri var ki o da tam bir hayal kırıklığı.
Ekim kasım ve aralık ayları için bir lira olarak belirlenmişti ve daha yeni ödendi. Tabi her süt üreticisi bir lira destek alamadı, sütün pazarlama şekline göre değişmekle birlikte kimine 80 kuruş, kimine 60 kuruş kimine de 30 kuruş ödendi.

Üreten çok bişey istemiyor aslında. Maliyetlerin bu kadar çok arttığı bir ortamda zarar etmek istemiyor. Emeğinin karşılığını istiyor kısaca… Ve şunu da unutmamak gerekir ki emek karşılık bulmaz ise biz de süt üreten çiftçi bulamayız.

Emeğin, alın terinin karşılık bulması dileğiyle…