Gülün başkenti.
Dünya gülyağı üretiminin yüzde 65’ini karşılıyor.
Gül kokulu kent olarakta biliniyor.
Şehre girdiğiniz anda gül kokusu sizi adeta büyülüyor.
Isparta’dan bahsediyorum.
Kentte gül hasadı başladı. Ancak sıkıntılarla birlikte.
Nisan ayında ülke genelinde etkili olan ve Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın ifadesiyle 65 ilde etkili olan zirai don gül üreticisini de vurdu.
Bu yıl bölgede yaşanan zirai don yüzünden rekoltede en az yüzde 45 kayıp bekleniyor.
Bazı çiftçiler geçen yıl 600 ila 700 kilo gül topladıkları bahçelerde bu yıl 150 kilogramı zor gördü.
Rekoltedeki düşüşü ürünü daha değerli kılarak kapatmayı planlıyor çiftçi.
Gülbirlik henüz alım fiyatı açıklamadı 2024 yılında 90 lira olarak belirlenmişti ancak bugünlerde piyasada 75 lira civarında olduğu konuşuluyor. Üreticiye göre bu fiyat kurtarmaz.
Bir de toplama maliyeti var ki o da büyük bir yük. Bir işçi bin 200 lira yevmiye istiyor. Rakam bu kadar yüksek olunca çoğu üretici kendisi topluyor.
4 ton gül çiçeğinden ortalama bir litre yağ elde ediliyor ve satış fiyatı 20 bin Euro. Ağırlıklı olarak kozmetik sektöründe değerlendiriliyor gül yağı. Bunun yanında gül suyu ve gülden elde edilen onlarca çeşit ürün tüketiciye sunuluyor.
Size gülün kente nasıl geldiğini de anlatayım. Belki de birçoğunuz bunu ilk kez öğreneceksiniz.
Rivayete göre Müftüzade Gülcü İsmail Efendi, 1888'de Bulgaristan'ın Kızanlık kentinden bastonunun içinde getirdiği gülü Isparta'da ekiyor ve bu şekilde çoğaltılarak bugün binlerce ailenin geçim kaynağı haline dönüşüyor.
Hasat ortalama bir ay sürüyor ve toplanan güller kısa sürede fabrikaya götürülüyor.
2024 yılında yaklaşık 50 milyon Euro gelir elde edildi gül ihracatından. Fransa, İsviçre, Almanya, Amerika, Uzak Doğu ve bazı Arap ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye gönderiliyor.
Şunu da hatırlatmadan bitirmeyelim. Kent lavanta üretiminde de iddialı. Zira Türkiye lavanta üretiminin yüzde 80’lik kısmını yine Isparta karşılıyor.
Gelelim sonuca. Gül, lavanta ve her ne kadar bu yazıda belirtmesem de elma kent çiftçisi için ayrı bir öneme sahip. Çünkü çiftçinin lokomotif ürünleri bunlar. Şayet gül çiftçisinin yüzünü güldürmezsek ve zarar ederse üretici o yüzü bir daha güle çevirmek kolay olmaz.
Gülen yüzleri soldurmayalım.